Share on facebook
Share on google
Share on twitter
Share on linkedin

Selamlar! Volt Lines’tan Burcu olarak tekrar karşınızdayım. Umarım 2018’i pek şahane ve gerçekten yapmaya motivasyon bulabileceğiniz 2019 hedefleriyle kapatıyorsunuzdur / kapatmışsınızdır.

Volt Lines olarak her gün kullandığımız bazı dijital ürünlerin kendilerini kanıtladıklarına ve halka açık bir şekilde tavsiye edilmeye değer olduklarına kanaat getirdim ve bu ürünler bize hem Ürün hem İş kanatlarındaki anlık ya da büyümeye ilişkin ihtiyaçlarımızda nasıl yardım ediyor, artı ve eksileri neler anlatabilmek için bu yazıyı yazayım istedim. Umuyorum ki bu ürünler her gün kullandığımız Slack benzeri ürünler kadar kitlelere mal olmuş olmayacak ve bir ara aklınıza gelmiş, “ya aslında şurada şöyle de bir şey yapabiliyor olsaydım baya iyi olurdu” gibi yenilikçi fikirlerinizin hayata geçmiş olduğunu gördüğünüzde içeride bir yerlerde küçük bir gururlanacaksınız.

En çok kullanımımızda olan üç ürün, hepsi birlikte şöyleler:

  1. Airtable — “Kendi başına dijital ürün sayılabilecek birkaç fonksiyonaliteyi birlikte kullanarak ekibiniz için iş akışları yaratın.”
  2. Notion — “Tüm ihtiyaçlar tek bir üründe: Yazın, planlayın, birlikte çalışın, organize olun.”
  3. Zapier — “Kullandığınız ürünleri birbirine bağlayın ve otomatik iş akışları yaratın.”

Şimdi biraz detaya giriyorum.

1. Airtable

Product Hunt isimli, içinde listelenen dijital ürünler arasında gezinip, ihtiyacınız olan çözümü arayabileceğiniz müthiş bir platform var. 8–9 ay önce bu platformda “Google Sheets gibi esnek bir tablo yapısı olsa, bazı bilgilerimizi istediğimiz formatta saklayabilsek” diye alternatif ararken, Airtable’a denk geldim.

Denemek için bir giriş yapıp baktım ve gördüm ki gelişmiş Excel gibi bir program yapmışlar, ama Excel Pokemon’daki Bulbasaur ise Airtable baya 2 gömlek üstü olan Venusaur olmuş. Yani “Excel gibi” değil, baya ötesi bir yere gelmişler.

Ücretsiz başlayan, sonraları gelir modellerine dönüşen Blocks (Bloklar) diye bir özellikleri var. Bu özellik sayesinde elinizdeki herhangi bir veri setini istediğiniz işlevde ve görünümde görülebilir hale getiriyorsunuz. Bu özellik bize satış öngörü planlarımızdan, işe alım akışlarımıza kadar çok yardım etti, her gün açıp açıp daha iyi nasıl anlamlandırabiliriz diye düşündüğümüz verilerin görünümü için nihai kararı vermeden önce varyasyonlar çıkarmamıza imkan verdi.

Artıları — Airtable analitik düşünce gerektiren süreçler için biçilmiş kaftan: farklı veri setleri arasında anlamlı ilişkiler kurabiliyor, Location block’u sayesinde ev ararken belirlediğiniz lokasyona yakın evleri belirli parametreler çerçevesinde değerlendirebiliyor, gerçek zamanlı beslenen pivot tablolarını baz alarak grafikler ve paneller oluşturabiliyor, statüsüne göre düzenlenmiş yapılacaklar listesinde oldukça gelişmiş formülasyon yapıları sayesinde (şuradan kendi kullanıcıları arasında oldukça popüler olan forumlarına bakıp, formüller konusunda ne kadar ileri gittiklerini görebilirsiniz) yüksek seviye bir planlama yapabiliyorsunuz. Ayrıca bir de Zapier entegrasyonları var ki ondan birazdan bahsedeceğim. 

Eksileri — Artılarından yola çıkarak tespit edebileceğiniz üzere kelimeler üzerine bir ürün değil, yani not alma, sözlü bilgi depolama gibi konularda ilk seçeneğiniz olmaz. Yine de başka bir sürü ürüne bağlayabildiğimiz, online, mobil dostu ve esnek tablolara ne zaman ihtiyaç olsa ekip olarak ilk Airtable’ı düşünüyoruz.

Bonuslar:

  • Templates kısmında Airtable’ın en yaygın kullanım şekillerine şablonlar aracılığıyla yer vermişler.
  • Table2Site Airtable’daki tablolarınızda tuttuğunuz bilgilere websitelerinizde içerik olarak yer vermenizi sağlayan bir başka ürün.

2. Notion

Notion’da şu duruma ayrıca bayılıyorum: Destek ekibinin avatarlarından, anasayfadaki illüstrasyonlara her şey aynı dilde konuşuyor.

Ofisteki herkesin rahatça söyleyebileceği bir favorim var: Notion. Bu sefer de Jira gibi Atlassian ürünlerinin sırf bir tık daha verimli çalışabilmek için esnekliğin peşinden koşan ruhlara nasıl da hiç uygun olmadığını düşündüğüm, bir taraftan bütçe dostu bir taraftan da Mühendislik ekibinin kullanırken rahat edeceği ve alışık oldukları düzeni sürdürebileceği başka bir ürün var mı diye hayıflandığım bir dönemde Product Hunt‘ta gezinirken keşfettiğim (Product Hunt, seni seven aşkı bulur…) Notion, aradığım birçok pratikliği sağladı: yapılacakları kişi/ürün/sprint/özellik bazlarında planlamak, yönetmek ve takip etmek. En güzeli de, ekiplerarası herkesin her anlamda neler olduğunu zahmetsizce görebileceği, dev ve akışkan bir süreci tasarlayabiliyor olmak.

Artıları

  • Bloklar: Airtable’daki gibi Notion’da da bloklar var: klavyenizden “/” karakterini yazdığınız an, yaratabileceğiniz blokların bir listesi karşınıza çıkıyor.
  • Esneklik: Bu zamana kadar kullandığım en esnek, vakit kazandıran ve deneyim odaklı ürün Notion oldu — yolda yürürken bile hipotenüsü hesaplayarak karşıdan karşıya geçen bir ürün yöneticisi için cennet diyebilirim. Ürünlerimizden birine ekleyeceğimiz yeni bir özellik için planları, dökümantasyonu, test senaryolarını, subtask’leri, UX (kullanıcı deneyimi) akışlarını ve arayüzleri bir tanecik sayfada gösterebilmek hem benim, hem ekibin günler bazında zamanını kurtarıyor. Özellikle aciliyetli onca işle savaş halindeyken sağda solda bir şey unuttum mu, nerede ne yapıyorduk’u tek bir tıkla görebilmenin güzelliği bambaşka.

Notion’la birlikte anormal iyileşmiş sprint dashboard’ları yapabilmeye başladık. Bir sürü spesifik ihtiyaç için, aynı veri setinin takvim, liste, tablo, kanban tablosu gibi değişik görünümlerini kullanabiliyoruz ve çok çeşitli filtrelemelerle bu görünümleri manipüle edebiliyoruz. Bunun yanında ekipteki herkes kendi dashboard’ını içine istediği bilgileri koyarak yapabilir durumda ve burada yapılan her değişiklik, Notion’daki başka tüm şeylerle senkronize olarak oralarda da anlık olarak güncelleniyor.

  • Yazma Becerileri: Notion’ın editör özelliği Medium’dan bile iyi diyebilirim, tertemiz bir arayüzde yazarken aklınızdakiler nehir gibi akıp gidiyor. API yapısını dökümante ederken bile aynı — Python ve başka onlarca yazılım dili için özel bir editörleri dahi var.

Eksileri çoğunluk “pek yakında” dedikleri özelliklerden oluşuyor: Herkesin kullanımına açık bir API’ları ve dolayısıyla Zapier ya da Bitbucket entegrasyonları yok, grafik görünümü, taskler için otomatik kodlama gibi daha çok mühendislik ekiplerini üzecek ihtiyaçlarda eksikler. “Pek Yakında”nın sebebi ise sanırım ürünü bizim gibi ekiplerin kullanacaklarını öngörmemiş olmaları, çünkü hatırladığım kadarıyla ilk gördüğümde yazı tabanlı iş kollarına dair özelliklerini öne çıkarıyorlardı. Şimdilerde Facebook gruplarından gözlemlediğim kadarıyla aktif kişiler ya bireysel planlayıcı olarak kullananlar, ya da teknoloji şirketleri.

blank
Notion’ın umumi API’ını ve Frank Ocean’ın yeni albümünü bu şekilde bekliyorum.
  • Bonuslar:
    • Hakkımızda” sayfaları ulaşmaya çalıştıkları vizyonu hikayeleştirerek ve yaratıcı bir şekilde paylaştıkları bir yer.
    • Hızla büyüyen bir Facebook grupları var. Burada kullanıcıları direkt uyguladıkları şablonları paylaşıyor ya da “şunu nasıl yaparım”/”şöyle yapabilirsin” gibi bilgi aktarımları sağlanıyor.
    • Şu websitesi de Notion şablonlarına adanmış bir anıt gibi.
  • 3. ZapierIFTTT’yi hatırlar mısınız? Zapier de aynı formda ama daha çok işle alakalı konulara çözüm üretmeye eğilmiş bir ürün.Zapier bizi bir çok kere nereden geldiği belli olmayan çok acil ihtiyaçlara çözüm üreterek kurtarmıştır. Basitçe yaptığı iş şöyle: Farklı farklı dijital ürünlerin birbirine bağlanarak, sizin belirlediğiniz adımlara/kurallara göre otomatik bir şekilde bilgi alış verişi yapmasını sağlıyor. Websitenizden yeni bir satış lead’i, bir iş başvurusu ya da uygulamalarınızdan genel bir rating’i Gmail’e entegre olarak kişiye ismiyle hitap eden bir maile dönüştürebildiği gibi, Airtable’a, Slack’e ve Google Calendar’a entegre olarak yeni bir veritabanı girdisi olduğu an Slack’i dürtüp, Airtable’da başka bir girdiyi güncelleyip, eğer Airtable’daki girdi belirli bir filtrelemeden geçebiliyorsa Calendar’dan bir takvim iletisi daveti atabiliyor.Artıları — Zapier ile sonsuz sonucu olan bir olasılık evrenindeyiz. Kullanılan çoğu kalburüstü dijital ürüne entegre olabiliyorlar, ve çalışmama süresi (downtime) sıfıra yakın. Destek ekipleri de aslanlar gibi çalışıyor — her absürt soruma içtenlikle ve iletişime açık olduklarını göstererek cevap verdiler. Eksileri — Eğer 20’den fazla otomatize edilmiş akışa ihtiyacınız varsa, USD/TL paritesinden ötürü can sıkabilir. Yine de acil durumlarda “Önce hızlıca bir Zapier’le kurgulayalım, sonra kendimiz yaparız” mantığı için koşulsuz tercih ediyoruz.Bonus:
    • Şu sayfalarını ziyaret ederek sizin kullandığınız ürünlere entegre olabiliyor mu, başka hangi ürünlerle hangi manuel süreçlerinizi otomatize edebilirsiniz kontrol edebilirsiniz.
blank

Hiçbir maddi kazanç gözetmeksizin yazdığım bu övgü dolu blog postunun sonuna geldik. Motivasyonunuzu kaybetmeden buraya kadar okuduğunuz için size ve bizi yarı yolda bırakmayan NotionAirtable ve Zapier ekiplerine çok teşekkür ederim.

Yakında 2018’in son çeyreğinde nelere odaklandık ve neler yaptık aktaracağım yeni bir girdi yayınlayaağız — Volt Lines blogunu takip ederek ulaşabilirsiniz.

Dilerim 2018’in son akşamını hak ettiği gibi geçirirsiniz/geçirmişsinizdir, çok sevgiler!

Benzer Makaleler